Prof. Dr. Ali ERBAŞ
Diyanet İşleri Başkanı
Cenab-ı Allah tarafından bütün insanlığa kıyamete kadar rehberlik etmesi için gönderilen Kur’an-ı Kerim, insanları tevhide, iyiliğe, ibadete davet eder. Bu ibadetlerin en önemlilerinden biri de hac ibadetidir. Hz. İbrahim ile insanlığa duyurulan hac ibadetinin, kıyamete dek yerine getirilmesi Kuran-ı Kerim’de, Allah’ın insanlar üzerindeki hakkı olarak tanımlanmıştır. Bunun bir gereği olarak da hac ve umrenin sırf Allah için yapılıp tamamlanması emredilmiştir.
Hac, İslam’ın en kapsamlı ibadetidir. Zira her bir uygulamasının ifade ettiği mana ile Müslüman hayatının temel ilkelerini bünyesinde toplayan bir ibadettir. Bireysel, sosyal ve evrensel düzeyde İslam düşünce ve ahlakının bir arada yaşanarak canlı tutulmasıdır. Dolayısıyla; yürekleri Allah ve Rasulünün sevgisi ile yanıp tutuşan mü’minler için en büyük özlem, vuslat ve heyecan olan hac; mübarek bir yolculuk, kutlu bir ibadet, büyük bir arınma mevsimidir.
Hac ibadeti bize İslam’ın temel ilke ve değerlerini hem teorik hem de pratik olarak öğreten bir mekteptir. Mikat, ihram, tavaf, safa, merve, sa’y, tıraş olmak, ihram yasakları, vakfe, şeytan taşlama gibi birçok sembol ile öne çıkan hac ibadetinde asıl önemli olan her sembolün ifade ettiği büyük manayı idrak etmektir. Zira hac, bu semboller üzerinden bize varoluşu, yaratılış gayesini, kulluk bilincini, insani değerleri, güzel ahlakı öğretmektedir.
Dolayısıyla hac, müminin kendi hayatı, hayalleri ve hataları ile yüzleşerek kötülük adına ne varsa, aklından, kalbinden ve hayatından çıkarmasıdır. Kendi iç dünyasına doğru yaptığı muhasebe, nedamet, tövbe, azim ve kararlılık ekseninde bir yolculuktur. Âlemlerin rabbine yönelerek samimi tövbe, dua ve yakarışlarla kendini affettirmesidir.
Hac yeniden doğuştur. Peygamber efendimiz, makbul bir hac ile insanın bütün günahlardan arınarak annesinden doğduğu gibi tertemiz olacağını müjdelemiştir.
Diğer yandan hac, kardeşlik, dayanışma, paylaşma gibi değerlerin ve güzel ahlakın tahkim edildiği bir yolculuk ve ibadettir. Nitekim mü’min, elinden ve dilinden emin olunan kimsedir. Kendisi için istediğini başkası için de istemek, kendi için hoşlanmadığını kimseye reva görmemek, adeta imanın ölçüsüdür. Müminler bir tarağın dişleri gibi yan yana ve bir binanın tuğlaları gibi omuz omuza olmak zorundadır.
Müslümanlar, inanç, ahlak ve gelecek adına iki büyük evrensel ilkeye ve ahlaka sahiptir. Birincisi Allah’a kullukta buluştukları tevhit inancıdır. İkincisi de kardeşlikte buluştukları vahdet ahlakıdır. Müslümanların daha iyi bir hayat ve gelecek kurmalarının yegâne yolu bu iki ilkeyi hakkıyla hayata hâkim kılmalarıdır. Bu manada hac, adeta Müslümanların, her yıl iman ve tevhid ekseninde buluştuğu, kardeşlik kongresi ve evrensel bir şuurun yaşanmasıdır.
Dolayısıyla haccın, hayatın tamamını kuşatan ilkeler ile güzel ahlakı cem eden bir ibadet olduğu daha net anlaşılmaktadır. Ayrıca bu perspektif bizlere ibadet ve hayat ilişkisini de açıkça göstermektedir. İbadetler, kendimizle, çevremizle, toplumla, tabiatla ilişkimizi ahlak, merhamet ve sorumluluk ekseninde tutarak bize rehberlik etmektedir. Zaten ibadetlerin hayata dair yönünü göz ardı ettiğimizde ibadetin hem hikmetinden hem de faziletinden uzaklaşmış oluruz.
Müminlerin hayatında böylesine özel ve önemli bir yeri olan hac ve umre ibadetlerinin ifası için yürütülen hizmetler, özel Kanununda, İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmakla görevlendirilmiş olan Başkanlığımızın halkımıza sunduğu en önemli hizmetlerdendir. Bu bilinç ve sorumlulukla Başkanlığımızca 1979 yılından itibaren hac; 1984 yılından itibaren de umre organizasyonları, sürekli geliştirilen bir tecrübe ile gerçekleştirilmektedir. Bu hizmetlerle halkımızın hac ve umre ibadetine yönelik azim ve şevki daha güçlü hale gelmekte, bu ibadetlerin kolaylıkla ve en güzel şekilde yerine getirilmesi temin edilmektedir. Ayrıca kadim medeniyetimizde en önemli görülen merkezlerden biri de vahiy geleneğine ve Mescid-i Aksa’ya ev sahipliği yapan Kudüs şehridir. Bu kapsamda 2015 yılından itibaren de Kudüs bağlantılı umre turları düzenlenerek medeniyetimizdeki önemli bir geleneği devam ettirmekteyiz.