AKABE

Mina’da bulunan Cemre-i Kübra (büyük şeytan)dan Mekke-i Mükerreme istikametine doğru az ilerde sağ tarafta bir mescit bulunmaktadır. Bu mescide Akabe Mescidi veya Biat Mescidi denmektedir. Bu mescidin bulunduğu yerde tarihin akışını değiştiren biat olayı yaşanmıştır. Bu büyük olayın anısına yapılan bu mescid, tarih boyunca birçok defa yenilenmiştir. Bizim için önemli olan, bu mescidin bulunduğu yerin hatırasıdır. Burası, hac mevsiminde Medine’den gelen sahabilerin Resûlullah (s.a.s.) ile buluşarak ona biat ettikleri yerdir.
Bilindiği gibi Resûlullah (s.a.s.), bütün benliğiyle insanları hidayete ulaştırmak için çabalıyordu. Bu hususta elinden gelen bütün gayreti gösteriyordu. Resûlullah (s.a.s.)’ın uzun süren bu gayretleri nihayet önemli bir karşılık bulmuştu. Bir hac mevsiminde Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Yesrip’ten gelen ve Hazrec kabilesine mensup bulunan altı kişiyle karşılaştı ve onlara İslâm’ı tebliğ etti. Bu kişiler son bir peygamber geleceğini Yahudilerden duymuşlardı. Bu Hazreçliler, Allah Resûlü (s.a.s.)’nün davetini kabul ettiler ve Müslüman oldular...

Detaylı İncele

ARAFAT

Yukarıda açıklandığı gibi umre ibadeti, Kâbe’yi tavaf ve Safa-Merve arasında sa’y ile gerçekleşir. Umrede ibadet olarak Arafat, Müzdelife ve Mina’da yapılacak herhangi bir iş ve davranış yoktur. Ancak umre ibadeti için Mekke-i Mükerreme’ye gelenler, Hac ibadetinin en önemli rüknü olan Arafat vakfesinin yapıldığı yeri ve Haccın vaciplerinden olan Müzdelife vakfesinin yapıldığı yer ile cemeratın icra edildiği Mina’yı ziyaret etmek isterler. İbadete ilişkin olarak buralarda yapılacaklar, hac ibadeti ile ilgilidir. Haccın en önemli rüknü olan Arafat vakfesi, Arafat’ta gerçekleştirilir. Hacda ayrıca Müzdelife vakfesi de vardır. Bunun yanında Mina’da yapılacak birtakım fiil ve davranışlar da yine hac ibadetine ilişkindir.
Kelime olarak Arafat, “bilme, anlama, tanıma” ve “güzel koku” gibi manalara gelen bir kökten gelmiştir. Dünyanın her tarafından gelen insanların bu yerde birbirleriyle görüşüp tanışmaları veya günahlarını itiraf ederek Allah’tan af dilemeleri, affedilmelerinden sonra günah kirlerinden temizlenip Allah katında güzel bir kokuya sahip olmaları sebebiyle Arafat’a bu adın verildiği ileri sürülmüştür...

Detaylı İncele

CİN MESCİDİ

Cinlerin Hz. Peygamber (s.a.s.)’den Kur’ân-ı Kerim dinleyerek iman edip kendisine biat ettikleri yer olarak ifade edilen mahalde Cin Mescidi adıyla bir mescit bulunmaktadır. Bugün burada bulunan mescidin yerinde daha önce eskiden yapılmış bir mescit bulunmaktaydı. Bu mescidin de tarih boyunca pek çok defa yenilendiği anlatılmaktadır. Rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (s.a.s.), yanına Abdullah b.Mesud (r.a.)’u alarak bu mescidin olduğu yere gelir. Bir daire çizer. Abdullah b. Mesud’dan onun dışına çıkmamasını ister. Cinler burada Allah elçisini dinlerler, ona biat ederler ve Müslüman olurlar. Bu mescidi ziyaret etmek de ibadetin bir parçası değildir. Ancak burayı ziyaret eden Müslüman kendisine yol gösterici olarak verilmiş bulunan Kur’ân-ı Kerim’in, görünen ve görünmeyen idrak sahibi varlıkları nasıl etkilediğini ve bu büyük kılavuzu idrak sahiplerine ulaştırmak için ne denli gayret sarf etmesi gerektiğini düşünmelidir...

Detaylı İncele

CİRANE

Cirane, Taif ile Mekke-i Mükerreme arasındadır. Mekke-i Mükerreme’ye 29 km. uzaklıktadır. Allah Resûlü (s.a.s.)’nün Huneyn’den sonra umre yapmak için ihrama girdiği yerdir. Resûlullah (s.a.s.)’ın, Cirane’de bir süre kalmış olması ve oradan ihrama girerek umre yapmasının hatırasına buraya sonradan bir mescit yapılmıştır. Burada bir de su kuyusu bulunmaktadır. Günümüzde Cirane küçük bir yerleşim birimi hâline gelmiştir. Cirane, Harem sınırları içinde ikamet edenlerin ihrama girmek için gittikleri yerlerden biridir. Resûlullah (s.a.s.)’ın burada ihrama girmiş olmasından dolayı umreye gelen bazı müslümanlar, buradan ihrama girip umre yapmak isterler. Ancak umre için illa Cirane’ye gidilmesi şart değildir. Mekke-i Mükerreme’de ikamet edenler, Harem sınırlarının dışına çıkarak herhangi bir yerden ihrama girip umreye niyet edebilirler. Günümüzde kolaylığı sebebiyle genellikle Ten’im’deki Hz. Âişe mescidi tercih edilmektedir. Hz. Âişe validemiz umre için ihrama burada girmişti...

Detaylı İncele

HAYF MESCİDİ

Mina’nın kuzeyindeki dağın eteğinde Cemre-i suğra’ya (küçük şeytan) yakın bir yerde büyük bir cami bulunmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere Allah Resûlü (s.a.s.), bu camiin bulunduğu yerde kalmış, namaz kılmış ve hutbe okumuştur. İlk önce etrafı çevrilerek bir sahra mescidi hâlinde düzenlenen bu cami de tarih boyunca pek çok defalar yeniden yapılmış ve genişletilmiştir. En son olarak Suudi Arabistan tarafından yapılan yeniden yapım ve genişletme ile dört minareli büyük bir cami hâline getirilmiştir...

Detaylı İncele

HİRA

Hira Mağarası’nı veya Hira Mağarası’nın bulunduğu Nur Dağı’nı ziyaret etmek, ibadetin bir parçası değildir. Ancak bir Müslüman, Mekke-i Mükerreme’de bulunduğu sürece Hz. Peygambere ilk vahyin geldiği Hira Mağarası’nın bulunduğu Nur Dağı’nı en azından uzaktan defalarca seyredecektir. Hira mağarası, Nur Dağı’nın zirvesinden 15 m. aşağıda dağın kuzeyine bakan tarafında yer almaktadır. İçerisinde bir kişinin kalabileceği kadar bir alan vardır. Mekke-i Mükerreme’ye bakan tarafında bir açıklık bulunmaktadır. Bu açıklıktan Kâbe-i Muazzama görülebilir. Ancak bu gün çevredeki yapılaşma nedeniyle sadece Mescid-i Haram’ın minareleri görülebilmektedir...

Detaylı İncele

HUDEYBİYE

Hudeybiye, Resûlullah (s.a.s.)’ın Mekke müşrikleri ile antlaşma yaparak İslâm davetinin önündeki en önemli engellerden birinin kalkmasını sağladığı yerdir.  Mekke-i Mükerreme’ye yaklaşık 17 km. mesafede yer alan Hudeybiye, şimdiki tanımlama ile Eski Cidde Yolu üzerindedir. Harem sınırının hemen dışında yer aldığı ve yol üzerinde bulunduğu için Hudeybiye Mekke-i Mükerreme’de ikamet edenlerin umre için ihrama girdikleri yerlerden biridir. Yer olarak stratejik bir konumdadır. Mekke’den gelecekler uzaktan çok iyi görülebilir. Hudeybiye ile ilgili olarak ziyaretçiyi ilgilendiren en önemli şey, Hudeybiye kuyusu veya oralardaki birkaç tarihî kalıntı değildir. Buranın önemi, müslümanların burada Mekkeli müşriklerle yaptıkları Hudeybiye antlaşması ve sahabe-i kiramın Resûlullah (s.a.s.)’a hayatlarını ortaya koyarak biat etmesi ve bu biatın Kur’an-ı Kerim’de yer almasıdır...

Detaylı İncele

MİNA

​​​​​​​Arafat’tan Mekke-i Mükerreme’ye doğru yol alırken Müzdelife’den sonra Mina’ya gelinir. Mina, etrafı dağlarla çevrili bir vadidir. Doğudaki başlangıcı, Vadi-i Muhassir, batı sınırı ise Akabe’dir. Mescid-i Haram’dan yaklaşık iki km. uzaklıktadır. Mescid-i Haram’ın kuzey doğusuna düşer. Zilhicce’nin sekizinci günü hacılar sabah namazını Harem’de kıldıktan sonra Mina’ya hareket ederler. Zilhicce’nin sekizinci günü öğle, ikindi, akşam, yatsı ve zilhiccenin dokuzuncu günü sabah namazını burada kılarak Arafat’a hareket ederler. Arafat dönüşü de Zilhicce’nin onuncu, on birinci ve on ikinci günleri burada kalınır ve Hac menasikinden cemerata taş atma, kurban kesme ve tıraş olma fiil ve davranışları burada yerine getirilir...

Detaylı İncele

MUALLA KABRİSTANI

İçinde Hz. Hatice validemiz de dâhil olmak üzere pek çok sahabinin defnedilmiş bulunduğu Mekke’nin en eski kabristanı. Hz. Peygamberin oğulları Kasım ve Abdullah da burada defnedilmiştir. Ayrıca Ebu Talip ve Abdulmuttalip de bu kabristanda bulunmaktadır. Osmanlılar döneminde başta Hz. Hatice validemiz olmak üzere bazı sahabilerin kabirleri üzerinde kubbeler bulunmaktaydı. Kanunî, Hz. Hatice (r.a.)’nin kabri üzerine büyük bir kubbe yaptırarak buraya bir de türbedar tayin etmiştir. Mekke-i Mükerreme, Suud devletinin yönetimine geçtikten sonra kabristandaki kubbeler yıkılarak mezarlar düzlenmiştir...

Detaylı İncele

NEMİRE MESCİDİ

Arafat’ta bulunan büyük bir camidir. Arefe günü öğle ve ikindi namazları cemeat-i kübra (büyük cemeat) ile cem-i takdim (usulüne göre birleştirilerek) bu camide kılınır ve burada hutbe okunur. Veda haccında Allah’ın elçisi (s.a.s.) için burada bir çadır kurulmuş ve Hz. Peygamber burada namaz kıldırıp hutbe okumuştur. Daha sonra buraya etrafı duvarla çevrilerek bir sahra mescidi yapılmış ve bu cami tarih boyunca pek çok defalar yenilenmiş ve genişletilmiştir. Son hâliyle içinde yaklaşık üç yüz bin kişinin namaz kılabileceği altı minareli bazı yerleri iki katlı bir cami hâline gelmiştir...

Detaylı İncele

PEYGAMBERİMİZ'İN(SAS) DOĞDUĞU EV

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in doğduğu evin bulunduğu yerin ziyaret edilmesi de ibadetin bir parçası değildir. Peygamber Efendimizin doğduğu evin yeri, bugün Mekke kütüphanesi olarak kullanılan binanın bulunduğu yerdir. Harem-i Şerif’in kuzeyinde, yaklaşık 300 metre uzaklıktadır. Burada Allah Resûlü’nün dedesi Abdulmuttalib’in evi varmış. Sonra oğulları arasında paylaştırılmış ve bugünkü Mevlid-i Nebî’nin, yani kütüphanenin bulunduğu yer, Allah Resûlü (s.a.s.)’nün babasına verilmiş, ondan da Allah Resûlü (s.a.s.)’ne intikal etmiş.Buraya ‘Peygamberin doğduğu yer’ anlamında ‘Mevlid-i Nebî’ denmektedir. Tarih içerisinde Peygamber Efendimizin doğduğu ev birçok defa el değiştirmiş, sonunda Harun Reşid’in annesi Huzeyran Hanım burayı satın alıp mescide dönüştürmüştür. Tarih boyunca birçok defa tamir edilmiştir. Bugünkü yapının, Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapıldığı ifade edilmektedir. Eski bina yıkılarak yeniden yapılmak suretiyle şimdiki hâline getirilmiştir. Daha sonraları kütüphane hâline getirilen bina Mekke Evkaf İdaresine devredilmiştir...

Detaylı İncele

KABE

KABE Günde en az beş vakit kendisine yöneldiğimiz Kâbe, yeryüzünde âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk binadır. İlk defa Hz. Âdem tarafından inşa edildiği rivayet edilen Kâbe-i Muazzama, Hz. Âdem’den itibaren pek çok defa tamir edilmiş veya yeniden yapılmıştır. Yeryüzüne indiği zaman Hz. Âdem (a.s.)’e Yüce Allah, yeryüzünde, semadaki Beyt-i Ma’mur’un izdüşümünde bir ‘Beyt’ yapmasını,  onun ve evlatlarının, meleklerin arşın etrafında ibadet ettikleri gibi Zatına ibadet etmelerini emretmiştir. Rivayetlerde, meleklerin Kâbe’nin yapımına yardım ettikleri bildirilmektedir. Beyti ilk yapan, orada namaz kılıp tavaf eden Hz. Âdem (a.s.)’dir. Daha sonra Kâbe, Allah’ın emriyle Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail (a.s.) tarafından yeniden yapılmıştır. Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Bir zaman Rabbi İbrahim’i birtakım emirlerle sınamış, İbrahim onların hepsini yerine getirmiş de Rabbi şöyle buyurmuştu: ‘Ben seni insanlara önder yapacağım.’ İbrahim de, ‘Soyumdan da (önderler yap, ya Rabbi!)’ demişti. Bunun üzerine Rabbi, ‘Benim ahdim (verdiğim söz) zalimleri kapsamaz’ demişti. Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: ‘Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.’ Hani İbrahim, ‘Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir kıl. Halkından Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri her türlü ürünle rızıklandır’ demişti. Allah da, ‘İnkâr edeni bile az bir süre, (bu geçici kısa hayatta) rızıklandırır; sonra onu cehennem azabına girmek zorunda bırakırım. Ne kötü varılacak yerdir orası!’ demişti...

Detaylı İncele

SEVR

Sevr Mağarası’nı ziyaret etmek de ibadetin bir parçası değildir. Hicret sırasında Resûlullah (s.a.s.), Hz. Ebu Bekir (r.a.) ile birlikte müşriklerden korunmak amacıyla içine girerek sığındıkları ve üç gün kaldıkları yere Sevr mağarası denmektedir. Sevr Dağı, Mekke’nin güney batısında yer almaktadır. Yemen yolu üzerinde Mekke’den 5 km. uzaklıkta yer alır. Hayli yüksektir. Bu mağara, Sevr Dağı’nın tam tepesinde bulunmaktadır. İki üç kişinin sığacağı kadar bir alanı vardır. Kur’an-ı Kerim’de de bu mağara zikredilmektedir. (Tevbe sûresi, 9/40)..

Detaylı İncele